Küresel ekonomide COVID-19 salgınının 2020 yılında yarattığı şokun ardından 2021 yılına iyimser beklentiler ile girildi. Bu iyimserliğin ana nedeni, salgına karşı yürütülen aşı çalışmaları oldu. Bilindiği üzere salgına karşı birçok aşı geliştirildi ve yaygın olarak uygulama onayı alındı. Gelişmiş ülkeler nüfuslarının büyük bölümünü aşılarken gelişen ülkelerde aşılama çalışmaları daha yavaş seyretti. Az gelişmiş ülkelerde ise uluslararası yardımlara rağmen yeterli aşılama sağlanamadı. Ama genel olarak aşılama çalışmalarının salgına karşı başarı sağlamasının etkisiyle özellikle yılın ikinci çeyreğiyle birlikte kapanma ve kısıtlamalar kademeli olarak kaldırıldı.
Salgına ilişkin bu gelişmelere bağlı olarak dünya ekonomisi 2021’in ilk çeyreğinden itibaren toparlanmaya başladı. İkinci çeyrekten itibaren ise toparlanma hızlı büyümeye dönüştü. Aşılamalarla birlikte önlemlerin gevşetilmesi büyümeyi desteklerken başta hizmet sektörü olmak üzere bir yıldan uzun süre boyunca kapalı kalan faaliyetlerde geri dönüş başladı. Kapalı kalınan süre boyunca ertelenen harcamaların devreye girmesi de ekonomileri destekledi.
Fakat bu daralmayı 2021 yılında hızlı bir toparlanma izledi. Bu hızlı toparlanma ve yeni normal koşulları içinde dünya ekonomisi 2021 yılında yüzde 6,1 büyüdü. 2021 yılında sağlanan büyüme ile salgın kaynaklı kayıplar büyük ölçüde geri alınabilse de aşılamaya bağlı olarak bölgeler ve ülkeler arasında farklılıklar görüldü. ABD ekonomisi yüzde 5,7 büyürken Euro bölgesi yüzde 5,3, Japonya yüzde 1,6 ve Birleşik Krallık yüzde 7,4 büyüme yaşadı. Gelişen Avrupa ülkeleri 2021 yılında yüzde 6,7 ile yine güçlü bir büyüme gösterdi.
COVID-19 şokunun yaşandığı 2020’de büyüyebilen az sayıda ekonomiden biri olan Çin 2021’de yüzde 8,1 ile güçlü ivme kazanarak küresel büyümeye önemli katkı sağladı.
Hızlı toparlanma ve yeni normal koşulları içinde dünya ekonomisi 2021 yılında yüzde 6,1 oranında büyüme gösterdi ve 2020 yılındaki daralmayı büyük ölçüde telafi etti. Aynı yılda büyüme gelişmiş ülkelerde yüzde 5,2, gelişen ülkeler yüzde 6,8 olarak gerçekleşti.
Gelişmiş ülkelerden ABD yüzde 5,7 ile güçlü bir büyüme performansı yakalarken Euro Bölgesi’nde yüzde 5,3, İngiltere’de yüzde 7,4, Japonya’da yüzde 1,6 oranında büyümeler gerçekleşti.
Gelişen ekonomiler arasında COVID-19 şokunun yaşandığı 2020’de büyüyebilen az sayıda ekonomiden biri olan Çin, 2021’de yüzde 8,1 ile güçlü ivme kazanarak küresel büyümeye önemli katkı sağladı. Hindistan da 2020’deki yüzde 6,6 daralmanın ardından yüzde 8,9 ile güçlü bir büyüme sergiledi. Gelişen Asya ülkelerindeki yüzde 7,3’lük büyüme de dikkat çekti. Ancak bu ülkeler arasında ayrışma oldukça yüksek gerçekleşti. Yoğun kapanmaların yaşandığı ASEAN-5 ülkelerinde de büyüme yüzde 3,4 ile sınırlı kaldı.
Buna karşılık Gelişen Avrupa ülkeleri yüzde 6,7 ile yüksek bir büyüme gösterdi. Aynı yılda Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri yüzde 5,7 büyüdü. Enerji ve emtia fiyatlarındaki artışlar bu bölge ülkelerinde büyümeyi destekledi. Aşı uygulamaları konusunda oldukça geride kalan Sahra Altı Afrika ülkelerinde ise büyüme yüzde 4,5 oldu.
Görüldüğü üzere 2021 yılında sağlanan büyüme ile salgın kaynaklı kayıplar büyük ölçüde geri alınabilse de aşılamaya bağlı olarak bölgeler ve ülkeler arasında farklılıklar oluştu. Bu nedenle birçok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede büyüme sınırlı kalırken bölgesel gelişmişlik farkları daha da arttı.