Politika değişimine rağmen, dengelenme beklentileri 2024’e sarktı
2023’ün ikinci yarısında devreye alınan yeni ekonomi politikası çerçevesi finansal istikrar kaynaklı risklerde hızlı bir gerileme sağlasa da para politikası adımlarının etkilerini gecikmeli göstermesine bağlı olarak makroekonomik dengelenme beklentileri büyük oranda 2024 yılına devroldu. 2022 yılında yüzde 5,5 olan ekonomik büyüme yüzde 4,5’e gerilerken kompozisyonda iç talep lehine bozulma sürdü ve net dış talep katkısı negatif gerçekleşti.
2023 yılı ilk yarısında kurların yatay tutulması, olumlu baz etkisi ve enerji fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak düşüş gösteren enflasyon ikinci yarıda maliyet kaynaklı baskıların etkisiyle yeniden yükselişe geçti ve yılı 64,8 ile 2022’ye yakın seviyelerde kapattı.
2022 yılında 45,8 milyar dolar olan cari açık, 2023 yılında hafifçe 45 milyar dolara geriledi. Detaylarda, enerji fiyatlarındaki düşüşün olumlu etkisi ile enerji dışı kalemlerdeki bozulmanın birbirini nötrlediği bir tablo söz konusu oldu. Finansman tarafında ise yılın ilk yarısında biriken baskılar, yılın ikinci yarısında görece azaldı: Finans hesabı kaynaklı girişler artarken net hata noksan kaynaklı çıkışlar azaldı ve neticede yılın ilk yarısında 26,5 milyar dolar azalan rezervler, ikinci yarıda 24,5 milyar dolar civarında artış gösterdi.
2023’te bütçe dengesi, temelde 6 Şubat depremlerinin yarattığı harcama ihtiyacı nedeniyle milli gelire oranla yüzde 5,2’lik bir açık verdi. Bu rakam, tarihsel olarak çok yüksek olmakla birlikte, Orta Vadeli Program tahmini olan yüzde 6,4’ün de altında. Canlı seyreden iç talebin yanı sıra, yıl ortasında yapılan vergi ayarlamaları gelirler tarafına olumlu yansırken, deprem kaynaklı yeniden inşa faaliyetlerinin belirli bir oranda 2024’e sarkması ise bütçe harcamalarını sınırladı ve açığın OVP tahminine göre düşük kalmasında etkili oldu.